7 Kasım 2007 Çarşamba

GENEL : RADYASYON GERÇEĞİ

RADYASYON GERÇEĞİ

Radyasyon nedir?

Hayat (yaşam) için 3 temel kavram: Hava - Su - Işık (Radyasyon-Radiation)

Kısaca olmazsa olmazlar. Bunlardan birinin eksikliği hatta azlığı yaşamı bitiriyor, tersi halinde; yani fazlalıklarında da yaşam yine bitiyor. Tek ideal konum ise DENGE hâlidir.

Hava: Azot %78, Oksijen %21 ve Karbondioksit %0.03 ve diğer gazlar.

Su: İnsan bedeninin %78 i su. Dünyanın ¾ ü su. Günde 2 Litre civarında bir tüketimimiz var. Ancak o su ciğerlerinize girince hayat yine duruyor. Barajın arkasında hayat veriyor. Taşınca hayatları alıyor. Yine bir denge var.

Işık (ışınım-radyasyon): Anlatması belki en kolay kavram. Kısaca güneşten gelen "şey" diyebiliriz. Ancak teknoloji ilerleyince en zor ve karışık kavram ortaya çıkmış. İngilizce yazınca radiation, Türkçeleşmişi "Radyasyon" oluyor. Bunsuz da hayat, yaşam olmuyor. Yine bir denge geliyor karşımıza. Azı olmuyor, ideali tamam ama fazlası yine sıkıntı getiriyor. Tarifi ise;

Atomlardan, doğal yada uyarılma sonucu yayılabilen;

a. Madde içine nüfus edebilen elektromanyetik dalgalara (gama, x ışınları) ve,

b. Elektron, proton, nötron a-alfa ve b-beta gibi taneciklere, radyasyon (ışık-ışınım) adı verilmektedir. Bir başka tarif ise: Dalga veya parçacık olarak hareket eden enerji paketlerine ışınım veya radyasyon denilmektedir.

Batı radyasyon ve nükleer karşıtlığını ülkemizde neden pompaladı?

Bu konu tamamen psikolojik harp (PH) meselesi olarak kullanıldı. Batı ; bir ülkede istemediği bir konuyu o ülke halkına yaptırma sanatını çok iyi bilir ve kullanır. Radyasyon ve Nükleer ülkemiz tarihindeki en önemli psikolojik harekatlardan biridir ve 40 yıl başarı ile uygulanmıştır. Benzer bir (PH)'da Ermeni meselesi için 1915 yılındaki 1. dünya savaşında İngiltere'nin tamamen Osmanlıyı köşeye sıkıştırmak amacı ile yazdırdığı "Mavi Kitaptır" Yıllar sonra arşivlerini açan İngiltere kitabın tamamen gerçek dışı olduğunu beyan etmesine rağmen etkisini onun bile silmesi imkansızdır. Bazı batı ülkeleri parlamentolarının aldığı "Ermeni soykırım yasaları da" benzer bir (PH) uygulamasıdır.

Çernobil nedeni ile ortaya çıkan Radyasyonlu çay efsanesi nedir?

Bir İngiliz çay firmasının ticari bir oyunu olup Çaykur'u Avrupa'dan 10 yıl uzaklaşması neticesi ihracatımızın çok azalmasına ve yurt içi piyasada önemli, bir pay elde etmesi ile sonuçlanmıştır. Zaten Avrupa da tek çay üreticisi ülke Türkiye'dir. İngiltere de 1 gr çay yetiştirilmemesine rağmen dünya piyasasına Çin, Hindistan ve Tayland'dan getirilerek harmanlanan İngiliz çayları hakimdir. Bu olay ticari ahlaka aykırı olarak kullanılmış ancak oldukçada tutmuştur.

Radyasyonu yüksek çaylar nerede?

1986 yılında meydana gelen kazada bazı yerlerde çaydaki radyasyon oranı halk için belirlenmiş 12500 bekerel üzerine çıktığı anında tespit edilmiştir. Atom Enerji Kurumu (TAEK) tarafından çay fabrikaları üretimleri, mühendislerce tamamen kontrol altına alınmış ve bu seviyenin üzerinde aktivite bulunan tüm çaylar 46 depoda muhafaza altına alınmıştır. Kontroller sonunda 58.078Ton çay halka intikal ettirilmemiştir. Paketlenmemiş bu çaylar gömülerek imha edilmiş ve halkımız kesinlikle bu çaydan içmemiştir. Bu konu TBMM araştırma raporunda da mevcuttur.

Çay'la yan yana olan fındıkta neden radyasyon var denilmedi?

Çünkü Avrupalı çikolata üreticileri için tek kaynak Türk fındığı olduğu için ne bir yazı nede "radyasyonlu fındık" kelimesi bile Avrupa basında çıkmamıştır. Görüldü gibi konu tamamen ticari çıkarlar çerçevesinde kullanılmıştır.

Kanserin dünyadaki ana nedeni Radyasyon mudur?

Hayır. Kanserin ortaya çıkmasındaki ana neden her türlü kimyasallardır. Bunları sıralamaya kalkarsak şöyle başlayabiliriz: böcek ve zirai ilaçlar, bitkisel hormonlar, bilinçsiz kullanılan gübreler, üretim esnasında aşırı kimyasalları çevreye bırakmak, solumak, sigara, hava kirliliği, asbest, stres gibi radyasyon harici genelde kimyasal kirlilik içeren malzemelerdir.

Petrol Kartelleri "Radyasyon" ile neyi maskelemek istiyorlar?

Hem çok kirleteceksin hem de adın duyulmayacak. Olur mu böyle şey demeyin. Oluyor işte... Nasıl mı? İşte böyle;...Petrol kartelleri rahat hareket edebilmek için uygun bir CANBAZ aramışlar ve sonunda bulmuşlardır. Bu cambaz hem çekici, hem korkutucu, hem de insanların pek anlayamadığı, hem de kafa karıştıran tipte olmalıydı. Başta çevre kirliliği, ve kimyasallar, bu cambaz ile MASKELENMELİYDİ. Aradılar, taradılar ve 1965'li yıllarda buldular. Bu yeni cambazın adı RADYASYON idi.

Bir ülke Nükleer Teknolojiye yatırım mı yapacak. Her nükleer santral yıllık 1.6 milyon ton ham petrol satışını azaltacak veya eşdeğer kömür satılamayacak. Devletler Nükleerden uzak durmalıydı. Hatta bazılarına kesinlikle bu teknoloji gitmemeliydi. Neyle korkutacaktı? RADYASYON hazırdı.

Bâzı çevre örgütleri bu karteller tarafından desteklendi. Düğmeye basıldığı an eylem yapacaklardı. Ancak o ülke içinden de yandaşlar lazımdı. Hem okumuşlardan hem okumamışlardan. Malzeme bulmakta zorlanmadılar. Bir-iki programda beyinler bu cambaz ile ele geçiriliyordu. Yani kısaca HACK'LENİYORLARDI. Artık halkın içine girip bu belayı anlatacaklardı. Zaten radyasyon görünmezdi...Kokusuzdu.....Yani bu iş çok su kaldırırdı. Kanser de yapıyordu..... sakat doğumlara da sebep oluyordu...Avrupalı insanlar arasın da pek tutmuyordu ama doğu halkı için, hele Müslüman ülkeler için mükemmel bir masaldı...

NükTe
Nükleer Teknoloji Bilgi Platformu

0 yorum: